Ahmet Kaya - Ayrılığın Hediyesi
wêneyê hunermendî:ê 16566 Xwendin
Parve Bike

Gotinên Stranan

Ahmet Kaya - Ayrılığın Hediyesi

Şimdi saat sensizliği ertesi,
Yıldız dolmuş, gökyüzü ay-aydın... (x2)

Avutulmuş çocuklar, çoktan sustu.(x2)

Bir ben kaldım, bir ben kaldım,
Tenhasında gecenin, avutulmamış ben... (x2)

Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim,
Ki bu yaşlar, utangaç boynunun kolyesi olsun.
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim,
Ki bu yaşlar, utangaç boynunun kolyesi olsun.

Bu da benim sana, bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun.
Bu da benim sana, bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun.

Soytarılık etmeden güldürebilmek seni,
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe,
Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
Şimdi iyi niyetlerimi
Bir bir yargılayıp asıyorum
Bu son olsun, bu son olsun!...

Bu da benim sana, bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun.
Bu da benim sana, bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun.

Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın!.. (x2)

İşi-gücü olanlar çoktan gitti, işi-gücü olanlar çoktan gitti...
Bir ben kaldım, bir ben kaldım,
Voltasında gecenin, hiç uyumamış ben...
Bir ben kaldım, bir ben kaldım,
Voltasında gecenin, hiç uyumamış ben...

Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim,
Ki bu yaşlar, utangaç boynunun kolyesi olsun.
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim,
Ki bu yaşlar, utangaç boynunun kolyesi olsun.

Bu da benim sana, bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun.
Bu da benim sana, bu da benim sana ayrılırken hediyem olsun.

Kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni,
Beyninin içindekileri anlayabilmek,
Ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü,
Bütün saatleri öylece dondurabilmek için,
Çıldırasıya paraladım kendimi...


Lanet olsun!
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun gözüm olsun, ne olacaksa olsun!
Ahmet Kaya - Ayrılık Hediyesi
Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız doğmuş gökyüzü ay-aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım tenhasında gecenin
Avutulmamış bir ben...
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun
Bu da benden sana
Ayrılığın hediyesi olsun...
Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun...
Şimdi iyi niyetlerimi
Bir bir yargılayıp asıyorum
Bu son olsun be.. bu son olsun!
Buda benim sana
Ayrılırken muazeretim olsun!
Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın!.
İşi-gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında sensizliğin
Hiç uyumamış bir ben...
Şimdi dişlerimi sıkıp
Dudaklarıma kanamayı öğrettim
Ki bu kızıl damlalar
Körpe yanağında bir veda busesi olsun
Bu da benden sana
Heba edilmiş bir aşkın
Son nefesi olsun..
Kafamı duvara vurmadan
Tanıyabilmek seni
Beyninin içindekileri anlayabilmek
Ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
Bütün saatleri öylece dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun!
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun be! ne olacaksa olsun!
Bu da benim sana,
Ayrılırken şikayetim olsun!
Şîrove

Ka tu şîroveyeke giranbuha li vê gotinê nakî?